Keles' in Kültürel Yapısı

Keles' in Kültürel Yapısı

a-) GİYİM-KUŞAM

Zengin kültür değerlerini günümüze kadar yaşatan Keles insanının giyim ve kuşamını incelerken Türk milletinin ince sanat ve giyim zevkini de tatmış olacağız.

Özü asırlar öncesine dayanan kıyafetlerdeki işleme, desen, renk ve süslemeler Keles yöresi insanlarının milli duygu ve düşüncelerinin sanata yansıyan birer sembolüdür. Zira her desen ve işleme kültür mirasımıza dayalı bir anlam ifade eder. Çünkü bu desenler üzerinden asırların geçmesine rağmen silinmemiş artık kültürün bir parçası haline gelmiştir.

a.1-) KADIN GİYİMİ:

Başta, örme (kalın keçe veya kadifeden de yapılmaktadır) ve kalıplı fes bulunur. Tepelik veya al fes de denilen fesin üst kısmı 10 cm. eninde “çatık” denen rengârenk dizi boncuklarla kaplıdır. Ön taraftaki “sarkıtma” adı verilen boncuktan yapma desenli süslemeler; alna doğru sarkar. Fesin üstüne oyalı “yazma” örtülür. genellikle pulludur. Fesin iki yanında; sapları boncuk dizili yün ipliğinden yapılma topuz sarkıtmalar yani püsküller bulunur. Fesin alt kenarına ise; iki parmak genişliğinde bir şerit seklinde, boncuktan örülü “ıraçkın” çekilir. Boyna, yine boncuktan örme, yöreye has “gıdıklık” takılır. Boğaz kısmına hilâl şeklinde bağlanan bu takının yapımında kullanılan boncuklar; yaylalarımızı şenlendiren kekliğin boynundaki tüylerin rengindedir.

Alta saten veya keten kumaştan yapılan “don” giyilir. Donun paçaları büzgülü olup, bel ve paça ağızları lastik uçkurludur. Paça önlerinde de çeşitli desenler bulunur.

Donun üzerine pamuklu kumaştan yapılmış, kenarları işlemeli ve genellikle beyaz renkli “göynek” denilen uzun bir içlik, bunun üzerine de “üçetek” giyilir. Kızlar için ipekli kumaştan yapılan bu entarinin düz olan yaka ve kol ağızları ile ön-arka etek kenarları yine yöresel motiflerle işlenmiştir. Üçeteğin arka eteği sarkarken yandaki etekler bele toplanır. Bu suretle don ve göynek de görünmüş olur. Üçeteğin üzerine giyilen “güdük cepken”; mavi, mor, bordo veya açık yeşil renklerdeki divitin ya da kadife kumaştan yapılır. Astar ile kumaş arasına pamuk veya yün yerleştirilerek baklava şeklinde biçim verilmek suretiyle dikilir. İliği ve düğmesi bulunmayan cepkenin ön kenarlarında ve kollarında simli-sırmalı motifler bulunur. Kollar biraz kısacadır.

“Peşkir” veya “fita” da denilen “önaba”, yöredeki el tezgahlarında yün ipinden dokunur. Gelin olacak kızlar kendi önabalarını çeşitli motifler işleyerek özenle dokur. Gençlere nazaran, ihtiyar kadınların kullandığı önabanın motifleri daha sadedir. Alt kısmında saçaklar bulunan ve ön tarafı pul ya da puylatlarla süslenmiş olan önaba; önlük gibi belden, eteğin üzerine bağlanır.

Siyah, kırmızı ve beyaz yün ipinden, el tezgahlarında dokunan “dizge (veya çizge)” 5-6 cm genişliğinde 2.5-3 metre uzunluğunda olup; bele 3-4 sıra halinde dolanır. Dizgenin uçlarında, keçi kılından yapılan püsküller ve tongurak (tongurdak) denilen mavi boncuklar bulunur. Bu boncukların kadını nazardan koruduğuna inanılır. Dizge, eteği ve önabayı tutmaya da yarar.

Bele arkaya doğru üçgen biçiminde ve püskülü saçakları yandan sarkacak şekilde “kuşak” bağlanır. 40-50 cm genişliğinde ve 3 m. uzunluğundaki kuşak yünden veya ipekten dokunur. Kare şeklindeki kuşağın dört tarafından kozalı püsküller sarkar.

Ayağa koyun yününden örme çorap giyilir. Çorabın konçlarına ve ayak uçlarına, bitki köklerinden imal edilen boyalarla renklendirilmiş çeşitli renklerdeki iplerle bazı desenler işlenir. Çorabın boyu diz altına kadar uzar ve gerektiğinde donun paçalarını da içine alacak şekilde esnektir.

Çorabın üzerine kırmızı renkli ince deriden yapılma ucu sivri “yemeni” giyilir.

Gelinlik olarak boydan sırmalı ve işlemeli kadife kumaştan yapılmış “bindallı” giyilir. Bindallının bel kısmına gümüş tokalı büyük bir kemer takılır, boyna da gıdıklıkla beraber ipe dizilmiş kalın boncuklardan müteşekkil “hakik” bağlanır.

Ancak, yukarıda açıkladığımız şekilde bir giyim tarzı artık hemen hemen yok olmuştur. Şimdi kadınlar içe boydan bir entari, üzerine bir yelek veya hırka, alta siyah etek giymekte, başa da ak bez bağlamaktadır. Yalnız bazı köylerde halen fes de giyilmektedir. Buralarda fesi sadece evli kadınlar ak bezin altına giyer, böylece kadının evli olup olmadığı anlaşılmaktadır. Günümüzde gelinlik olarak klasik beyaz gelinlikler kullanılmaktadır.

a.2-) ERKEK GİYİMİ:

Başa ak keçeden yapılma “keçe külah” giyilir, üzerine; oyaları veya pulları yandan sarkacak şekilde “yazma (çevre)” ya da “abani sarık” bağlanır.

İçe, kadınlarda olduğu gibi “göynek” denilen, çok renkli keten kumaştan yapılmış içlik, onun üzerine, kolsuz ve iliksiz keçeden ma’mul “cepken” giyilir.

Bele 2-3 m. uzunluğunda ve 25-30 cm genişliğindeki “kuşak” dolanır. Kuşağın üzerine “yağlık” denen bir mendil sarkıtılır.

Alta, keçeden yapılmış, paçası dar, yanları geniş “çakşır (kırpıt)” denilen pantolon, ya da keten kumaştan ma’mul “şalvar” giyilir. Şalvarın paçaları diz kapaklarının biraz altına kadar uzanır.

Ayağa ince yünden örülmüş “yün çorap” giyilir. Çorabın konçları ve ayak uçları yine kadınlarda olduğu gibi çeşitli desenler verilmek suretiyle süslendirilmiştir, fakat erkek çorabındaki renkler kadınlarınkine nazaran daha sadedir.

b-) HALK OYUNLARI

Keles ve yöresi halk oyunları açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Giysilerde olduğu gibi oyunlarda da zengin kültür mirasının etkileri göze çarpar. Yöre insanı acılarını, dertlerini, hüzünlerini ve sevinçlerini yaktığı türkülerle, oynadığı oyunlarla dile getirir. Türkülerin ritmi ve ezgisi müzik aletleriyle de uyumludur.

Bakır, kadın oyunlarının değişmez çalgısıdır. İki kişinin karşılıklı tuttuğu bakıra el becerisi iyi olan bir kadın türkünün ritmine göre vurur.

Erkek oyunları genellikle davul, zurna, kudüm, gırnata (klarnet), cümbüş, bağlama ve zil eşliğinde oynanır.

Hem kadın hem de erkek oyunlarında oyuncular yekpare akçaağaçtan oyma suretiyle yapılan ve özel tutma yerleri bulunan kaşıklar kullanır. Kaşıkların sapında oyuna ayrı bir ahenk katan ve tongurak denilen uçları sivri sallantılar bulunduğu için bu kaşıklara “tonguraklı kaşık” da denir.

Yörede kesinlikle kızlar-erkekler karışık olarak bir arada oynamaz.

Oyuna; türküsünde tiz sesler hakimse “yüksek hava”, pes sesler hakimse “alçak hava” denir. Güvende adıyla anılan erkek oyunları “çevirme” denilen sözsüz bir giriş müziğiyle başlar.

Görseller